- öbür yandan
- öbür yandan adv→ öte yandan andererseits
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçirmek — i 1) Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak 2) e Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına geçirdi. K. Bilbaşar 3) i, e Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek Odanın eşyasını öbür… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşıdan karşıya — zf. 1) Bir yandan öbür yana 2) Karışmaz görünerek, uzaktan … Çağatay Osmanlı Sözlük
kasis — is., Fr. cassis 1) Kara yolunda oluşmuş çukurlar ve tümsekler 2) Yollarda araçların hızını düşürmek için yapılan, türlü biçimlerde tümsek 3) Bir yolun doğrultusunu dik kesen bir yandan öbür yana geçen ark … Çağatay Osmanlı Sözlük
tünel — is., Fr. tunnel 1) Bir yandan öbür yana geçebilmek için yer altında, genellikle dağların içinde açılan yol Dağların içinde bir tren gidiyor. Bak! Tam tünele girmek üzere. S. F. Abasıyanık 2) Çevresi kapalı yol Polisler, fotoğrafçılar çıkış… … Çağatay Osmanlı Sözlük